Yeni yılın ilk gününde üç aylara girmiş bulunmaktayız. Bu mübarek günlerin hakkımızda hayırlı olmasını temenni eder, üç aylarınızı tebrik ederiz. Bu ay, insanın ve kainatın yaratılışını ele alacağız.
En güzel şekilde yaratılan insan, Allah’ın antika bir sanat eseridir. Öyle ki kainat dahi insana hizmet ediyor. İnsan kainatla alakadar olarak yaratımıştır. İnsan küçük bir kainat, kainat büyük bir insandır.
Kâinatı binbir ismiyle dokuyan, aynı nakışla, insanı kâinatın küçük bir numunesi olarak dokumuştur. Alemde ne varsa, insanda numunesi vardır. İnsanın bir gençliği, ihtiyarlığı olduğu gibi, kâinatın da vardır. İnsan vefat edeceği gibi, kâinatta bir gün vefat edecektir.
Kur’ân’ın tarifiyle, yeryüzü insana bir döşek gibi serilmiş, insanın beşiği olarak yaratılmış. Aya lamba, güneşe soba olma vazifesi verilmiş, yıldızlar kandiller gibi insana ikram edilmiş. Havasıyla, güneşiyle, toprağıyla, her an dengede tutulan kainat, insan için bir döşek, bir sofra vazifesi görüyor.
İnsana sınırsız bir kainat sofrası sunulmuş. Tabi insan vazifesini bilir, iman ve itaat ile Allah’ı tanıtmak için yaratılan eserleri görebilirse, kainatı bir mektup gibi ne kadar okuyabilirse o kadar nasibini alıyor.