Kuranı Kerim'i hem Arapça hem de Kuran Türkçe Meali şeklinde okuyabileceksiniz
Arapça köklerin Türkçe kelime karşılığına kadar detaylı şekilde Kuranı Kerimi Türkçe anlayabileceksiniz.
Kuranı Kerim Türkçe mealini birçok müfessir âliminden okuyabilecek, ayrıca hangi müfessirin kuranı kerim Türkçe mealinden okumak istiyorsanız seçebileceksiniz.
Kuranı kerim Türkçe okurken aynı anda hangi sürede iseniz sesli şekilde mealini dinleyebileceksiniz.
Favori özelliği eklendi. Sureleri favoriye ekleyerek daha sonradan yeniden okuyabilirsiniz.
Dua Bediüzzaman’ın tabiriyle “bu asrın emsalsiz zulümlerine” karşı yapabileceğimiz en büyük savunmadır. Filistin aynasında müşahede ettiğimiz firavunvari küresel zulüm devrinde Buruc Suresindeki bir teselliyi duaya vesile olması niyetiyle paylaşmak isterim:
Yemin Olsun Burçlarla Dolu Gökyüzüne!
Burçlar anlamına gelen Buruc Suresi Mekke müşriklerinin özellikle de fakir ve kimsesiz müminlere yaptıkları zulümlerin arttığı dönemde Mekke’de nüzul etmiştir. Surenin ismini “yıldız kümeleri-galaksiler’’ olarak da tanımlayabiliriz.
Surede geçmiş asırlarda tevhid dininde olanlara yapılan zulümler nazara verilerek “mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de sonra tövbe etmeyen kimseler için Cehennem azabı ile beraber başka bir yakıcı azap daha beklemektedir” ikazı yapılır. Şüphesiz sadece Mekke müşriklerine değil, Kıyamete kadar olan tüm zamanlardaki müminlere ve zalimlere seslenmektedir.
Sure burçlarla dolu gökyüzüne, vaad edilen güne, şahitlik edecek peygambere ve ümmetine yemin ile başlar. Akabindeki ayette Uhdud Ashabının kıssası zikredilerek lanet edilir.
Lanet Olsun Uhdud Ashabına!
Uhdud ‘’uzun ve derin hendek’’ anlamına gelir. Ayette ifade edildiğine göre bunlar hendek kazıp ateş yakarak müminleri içine atar ve karşısına geçip onların yanışını seyrederlerdi. Bu zulmün nedeni Surede şöyle açıklanır: ‘’O müminlerden intikam almalarının sebebi onların kudreti her şeye galip olan ve her türlü övgüye layık bulunan Allah’a iman etmiş olmalarından başka birşey değildi’’ (8. ayet)
Surenin devamında zalimleri ikazlar ard arda sıralanır: ‘’Rabbinin zalimleri yakalayışı pek şiddetlidir. İlk önce yaratan ve sonra dirilten Odur… Orduların haberi sana geldi mi? Onlar Firavun ile Semud Kavminin ordularıydı. O kafirler hala yalanlayıp duruyorlar. Halbuki Allah onları arkalarından kuşatıcıdır’ (12-17-18-19-20. ayetler)
Bu işkence hadisesi tahrif edilmiş dahi olsalar Tevrat, Zebur ve İncil’de, ayrıca hadisi şeriflerde ve tarih kayıtlarında geçmektedir. Ashab-ı Uhdud kıssası Hz. Suheyb-i Rûmî’den (ra) rivâyet edilen hadiste adeta bir filmin senaryosu gibi ince detaylarına varıncaya kadar anlatılır. Zaten Kur’an ve hadislerdeki kıssalar derin hakikatlerin kavranmasında kolaylık sağlar. İnsanları ibret, teselli, dua, tevekkül, ümit, sabır gibi müsbet duygulara yönlendirir. Ashab-ı Uhdud da bu kıssalardan biridir.
Hülasa
“Tarih tekerrürden ibarettir” denir ya her asırda zalim de mazlum da Kıyamete kadar devam edecektir. Zulmün sorumlularını ve (dolaylı ya da aleni verdikleri onay ile) destekçilerini Buruc Suresinde ifade edildiği üzere Allah’ın laneti ile lanetliyoruz! Gökyüzündeki burçlar üzerine yemin eden Rabbimizin kudreti her şeyi kuşatır. O, zalim Firavun ve Semud ordularının ‘güya demir kubbe hava savunma sistemlerini-füzelerini’ ansızın etkisiz hale getirmekten (haşa) aciz değildir. Amma velakin biz Müslümanların beş yüz senelik uykusunun mahmurluğu pek derin olduğundan bu çetin imtihan devam etmektedir. Artık uyanma zamanıdır!