Gazze’de çocuk olmak, sabahı bomba sesleriyle karşılamak ama yine de başını göğe kaldırıp dua etmektir.
Gazze’de çocuk olmak, küçücük elleriyle yaralı bir dünyanın dualarını tutmaktır.
Orada bir çocuk doğduğunda, annesi ona bir beşik değil, dualarla örülmüş bir sığınak hazırlar. Çünkü bilirler ki, bu topraklarda yaşamak, Allah’a dayanmak, sabırla ve ümitle ayakta durmaktır.
Ellerini kaldırıp dua ettiklerinde, melekler onların saf ve temiz niyazlarını Arş-ı A’lâ’ya taşır. Onların gözyaşları, semaya yükselen en masum dualardır.
Birçok çocuk, oyuncak yerine kırık dökük taşlarla oynar. Fakat o taşların arasında, kalplerinde Mescid-i Aksa sevgisini büyütürler. Ezan sesleri yıkık duvarlardan yankılanır; her “Allahu Ekber” nidası, çocukların yüreğine cesaret aşılar. Onlar, her şeylerini kaybetseler de imanlarını kaybetmezler.
Gazze’de çocuk olmak, sabrın kitabını yazmak gibidir. Kur’an’da anlatılan sabırlı peygamberlerin izinden yürümektir. Hz. Eyyûb gibi yaralarına sabretmek, Hz. Yusuf gibi karanlık kuyularda bile ümit etmektir.
Onlar, karanlığın ortasında bir kandil gibi yanarlar. Gazze’nin çocukları, sadece yaşamak için değil, yaşatmak için de direnir. Birbirlerine sarıldıklarında, bütün bir ümmeti kucaklar gibidirler. O küçücük bedenlerde öyle büyük bir teslimiyet vardır ki, insan bakarken mahcubiyet hisseder. Onlar bize, hakikatin, şükrün ve Allah’a güvenmenin ne demek olduğunu öğretirler.
Dünya susarken, Gazze’nin çocukları dua ederek konuşur. Bombalar gürlerken, onlar sessizce “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.” derler.
Ve bir gün mutlaka, Allah’ın vaadi gerçekleşecek; sabredenler için açılan kapılar, Gazze’nin çocuklarına da açılacak. Çünkü her sabrın sonunda, rahmetin bir baharı vardır.
Ve Gazze’nin yaralı çocukları, inşallah bir gün o baharda özgürce koşacaklar…
“Allah’ım! Mazlum Gazze’nin çocuklarını koru. Onların yüreğine korku değil, umut indir. Yıkılmış evlerine rahmetini, ürkmüş kalplerine sekînetini gönder. Bedenlerini, ruhlarını, masumiyetlerini sen muhafaza eyle. Gözyaşlarını rahmetinle sil, dualarını kabul buyur.Onlara barış içinde bir sabah, özgürce bir oyun, huzur dolu bir hayat nasip eyle. Kudüs’ün, Gazze’nin ve bütün mazlum beldelerin çocuklarına sen sahip çık, ey Erhamürrâhimîn! Âmin.”
Fatmanur Şahin Öztaş