Aile Danışmanı Halide Keçeli
Hamiyet; insanın milletine, vatanına, dinine ve değerlerine karşı duyduğu koruma, sahiplenme ve fedakârlık duygusudur. Hamiyetin ilk filizlendiği yer şüphesiz aile ortamıdır. Çünkü aile, yalnızca bir bireyin değil, aynı zamanda bir milletin de karakterinin inşa edildiği yerdir. Bu yazıda, aile içinde hamiyet duygusunun nasıl canlandırılabileceği ve çocuklara nasıl aktarılabileceği üzerinde duracağız.
Kelime olarak hamiyet, koruma, sahip çıkma, himaye etme anlamlarına gelir. Ancak gerçek anlamı çok daha derindir:
- Milletin menfaatini kendi menfaatinden üstün görmek,
- Değerlerine zarar gelmesin diye sorumluluk üstlenmek,
- Vatanına, bayrağına, tarihine, kültürüne gönülden bağlı olmaktır.
Maddi ve manevi kaynaklarımızın hızlıca tükendiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Ve üzülerek şahit oluyoruz ki; bu milleti yüzyıllarca ayakta tutan kahramanlık, feragat, merhamet, diğergamlık, hürmet, muhabbet gibi değerler hızlıca yok olmakta ve yerini bencillik, gayesizlik, düşmanlık, rahat ve zevke düşkünlük almaktadır.
Bugün ailelerde ebeveynler acilen tedbir almazsa yozlaşma ve kimliksizleşme kaçınılmaz olacaktır. Zira milli ve dini şuurun ilk adresi ailedir. Unutmayalım ki çocuklar anne babalarının ne söylediğine değil, nasıl yaşadığına bakar. Vatanını seven, insanlara faydalı olmaya çalışan bir ebeveyn çocuk için en etkili bir örnektir. O halde ailenin büyükleri olan ebeveynler himmetim (gayret) nerede? Millet, vatan, din için nasıl sorumluluklar alıyorum gibi soruları önce kendisine sormalı ve cevaplandırmalı ki o ruh ailenin diğer bireylerine de geçebilsin. Önce kendimizden başlayarak değerlerin kıymetlendiği ve canlandığı bir atmosferi ailelerimizde yaşayabiliriz.
Bununla birlikte çocuklarımızı yetiştirirken; vicdanı hür, merhameti yüce, aidiyet duygusu gelişmiş, küçük yaştan itibaren sorumluluk alabilme becerisi oluşmuş ve fedakârlık yapabilen insanlar olmaları için desteklenmelidir. Zira hamiyeti besleyen duygular sağlam olmalı ki himmet de o nispette kuvvetli olsun.
Ailede Hamiyeti Yeşertmenin Yolları
- Küçük yaşta büyük duygulara temas ettirmek. Fatih’in fetih mücadelesini, Sütçü İmam’ın aldığı sorumluluğu, Nene Hatun’un fedakarlığı, Çanakkale şühedaları, Mehmet Akif’in o yüce hissiyatı ile kaleme aldıkları mısraları ve daha niceleri… Şanlı bir ecdat diyarında nice kahramanlarla dolu bir tarihin içinden gelen bu neslin çocukları atalarıyla duygusal bağlarını taze tutmalı ki; “Ben de bu millete aitim, onun bir parçasıyım” hissi çocukta sorumluluk bilinci oluşturabilsin.
- Değerlerle gündelik hayatı buluşturmak önemlidir. Çocuğa lüksü değil, anlamlı bir hayatı öğretmek gerekir. Kanaatkâr olmak, emeğe değer vermek, israftan kaçınmak, yardıma koşmak, vatan için, ezan için, şehitler için dua etmek, adaletli davranmak gibi tutumlar çocuğun zihninde şu düşünceyi doğurur’ ben de faydalı bir insan olmalıyım.’
- Manevi Değerleri Yaşatmak Hamiyet, sadece millî değil, aynı zamanda dinî bir değerdir. Kul hakkına dikkat eden, merhameti öğreten, nimete şükreden bir aile atmosferi; bu duygunun temelidir.
“Kimin himmeti milleti ise o tek başına millettir. Kimin himmeti nefsi ise o insan değildir.” bakış açısı toplumun her ferdinin kamçısı olmalıdır. Zira tarih şahittir ki; çok büyük işlerin, büyük mücadelelerin altında büyük kalabalıklar değil, şecaatli, hamiyetperver kahramanlar vardır. “Neme lazım başkası düşünsün ben rahatımı hiç bozmayayım” gibi hodendiş (kendini düşünen) bakış açısı hem ecdada hürmetsizlik hem de gelecek nesle izzetsizlik olarak yansıyacaktır.
Hasılı; hamiyet duygusu, kuru bir söylem değil; kalpten kalbe taşınan bir kıymettir. Aile ortamında yeşerir, örnekle büyür, zamanla bir millete hizmet eden nesillere dönüşür.
Her anne baba, çocuğunun sadece bir birey değil; bir milletin emaneti olduğunu bilmeli ve bu emaneti hamiyetle yetiştirmelidir.