Modern hayat çok hızlı. Her birimiz bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. Okullar, işler, randevular, ekranlar…  Haz ve hız asrı olarak nitelendirilen bu asırda koştururken çoğu zaman anlamlı yaşamı ıskalayabiliyoruz. Ve bu durumda doyumsuz yüzeysel ilişkiler, stresli, gergin ebeveynler ve mutsuz, tatminsiz çocuklar çoğalıyor.

“İnsanın hususan Müslümanın tahassüngâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır.” (Bediüzzaman)

Bugün ailelerimizi teknoloji istila ettikçe ve bizler merak ve haz yolunda ona yaklaştıkça eşimizden, çocuklarımızdan, anne babamızdan, kardeşlerimizden uzaklaştık. Oysa ki aile olmak birlikte yaşamak değil, birlikte yaşanmışlıklar biriktirmektir. İşte tam da burada aile saati rutini ilişkilerimize güzel bir dokunuş yapabilir.

Peki nedir aile saati?

Aile saati, günün belirli bir zaman diliminde aile bireylerinin bir araya gelerek geçirdiği, teknolojiden uzak, dikkatli ve bilinçli bir etkileşimin olduğu özel bir zamandır. Bu bir yürüyüş, bir sohbet, birlikte kitap okumak, bir oyun…vs olabilir. Bu zaman dilimi kısa olabilir ama etkisi büyüktür. Yirmi otuz dakika yeterlidir.

Aile saati dediğimiz kavram esasında Peygamber Efendimizin(asm) bir sünnetidir. Saadetin yaşandığı en güzel ilişki örneklerini şüphesiz hane-i saadette görebiliyoruz. Peygamber efendimiz aile hayatında iki prensibe azami dikkat ediyordu. Bunlardan birincisi;

Hz. Peygamberin, günlük sabah ve ikindi vakitlerinde eşlerini tek tek ziyaret eder, selam verir, elini omuzlarına ya da başlarına koyarak öper, hâl hatır sorup meseleleriyle alakadar olurdu. İkincisi;

Bir de özellikle ailenin bir araya gelmesini sağlamak maksadıyla her akşam, bütün hanımlar, Rasûlullah, o gece kimin yanında geceleyecek ise, topluca oraya gelirler, sohbet ederlerdi. Bu toplantılarda Rasûlullah’ın zevcelerine ibretli kıssalar anlattığı hepsinin güldürücü şakalar yaptığı rivâyet edilmiştir. Yine Peygamber Efendimiz, Hz. Ayşe (r.a) ile yeni evlidirler. Beraber koşu yarışı yaparlar. Hz. Ayşe kazanır. Aradan birkaç yıl geçer. Hz. Ayşe kilo almış ve biraz şişmanlamıştır. Tekrar yarışırlar. Bu kez Hz. Muhammed kazanır. Gülümseyerek, “Şimdi ödeştik” der. Onun saadet dolu hayatında eşlerine ihtimam gösterme, sohbeti, şakalaşma ve oyunu görüyoruz.

“Sizin hanenizdeki masum evlatlarınızla masumane sohbet, yüzer sinemadan daha zevklidir.” (Bediüzzaman)

Bediüzzaman, zevki nerede arayacağımızı esasında çok güzel ifade etmiş. Bizler anlık haz kaynaklarının toplamda verdiği zararı anladığımızda masum evlatlarla yapılan masumane sohbetin yüzer sinemadan daha zevkli olduğuna kanaat getirebiliriz. Evet bu hal kimilerine göre anda hazır lezzeti vermese de toplamda kurulmuş sağlam bağlar ve sıcacık, huzurlu ve saadetli bir yuva ile mükâfatlanırız.

Hane-i saadetten yine bir örnek ile konumuza bakalım. Bir gün Hz. Cabir (ra) Efendimizi (asm) ziyarete gitti. İçeri girdiğinde şaşırıp kaldı. Aman ya Rabbi! Bu ne muhteşem manzara! Peygamber Efendimiz (asm) dizleri ve elleri yerde, torunlarını sırtına bindirmiş, odanın içinde onlara tur attırıyor. Bu durum Hz. Cabir’in (ra) çok hoşuna gitti. Dayanamayıp, “Bineğiniz ne güzel binekmiş böyle” dedi. Efendimiz de ona, “Onlar da ne güzel binicilerdir ‘’buyurdu.

Aile saati, aile saadetinin en sade ama en etkili yoludur. Unutmayalım ki; çocuklarımızın hatırlayacağı şey oyuncakları değil, onunla oyun oynayan ebeveyni, eşinizin hatırlayacağı şey ise güzel sözlerle birlikte geçirilen keyifli zamanları olacaktır.

Hülasa; aile saati uygulamasını efendimizin sünnetine ittibâ niyetiyle yapmalıyız. Böylelikle semeredar, sevapdar bir ömür kazanmakla birlikte saadetli yuvaların çoğalması yönünde ümitvar oluruz.

Aile Danışmanı Halide Keçeli

Kategori: