İyilik yapmanın insana iyi gelen yanları var. Araştırmalar iyileşmenin de iyilik yapmaktan geçtiğini gösteriyor. Uzman Klinik Psikolog Fazilet Seyidoğlu ile iyiliğin sınırlarını ve insana iyi gelen etkilerini konuştuk.

Uzmanlar, iyiliğin antidepresan etkisi olduğunu söylüyor. Psikolojik bir nitelik olarak iyiliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

İyiliğe kavram olarak bakacak olursak iyilik, karşılık beklenilmeden yapılan yardım da diyebiliriz. İyilik karşı tarafı iyileştirdiği kadar kendimizi de iyileştirmeye yardımcı oluyor. Kendimizi iyileştirmeye katkısı da aslında en çok tanımadığımız ve karşılıksız olarak yapılan iyilikler oluyor. İyilik içinde duygu ve düşünce evet var ama eylem ve hareket de olmalı. Aslında iyilik bir sevgi eylemidir. Ve iyilik yapmak güçlü bir karakteri de gerektirir. Küçüklükten itibaren çok fazla sevgi alamayan, iyilik çok görmeyen insanlar, iyilik kapasitelerinin az olduğunu ama gelişebileceğini düşünüyorum. Yani bizim iyi bir insan olabilmemiz için, iyilik yapabilmemiz için aslında ebeveyn tutumlarının çok büyük etkisi var. Ebeveynlerimiz rol model olarak bize iyilik yaptıkları zaman bize ve karşısındaki insanlara iyi davrandıkları zaman ileride de çocuklar anne ve babalarını model alabiliyorlar. Yani vicdanları sevgiyle yetişiyor ve yetişkinlikte iyilik yapma süreçleri çok daha iyi olabiliyor. İyilik iyileştirmek kadar kendi iyileştirmemize katkısı var. Ebeveynler iyilik modelleri olarak çocuklarının iyilik gelişimlerine katkıda bulunabilirler ve iyiliğin içinde eylemve harekete geçmek vardır.  Kur’an-ı Kerim’e bakıldığında, “Allah iyilik eden ve işini güzel yapanları sever”, “O takva sahipleri bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcar. Öfkelerini yutar ve insanların kusurlarını affeder. Allah da böyle iyilik ve ihsan sahiplerini sever” şeklinde ayetlerin olduğunu görüyoruz. Yani rahmanî olarak da bizim rol modelimiz hedefimiz Kur’an-ı Kerim, ve ahlakî boyutta nebevî ahlak noktasında hadislerle, ayetlerle iyi bir insan olmamız gayreti ve şevkinde bulunmamız gerekiyor.

Araştırmalar karşılıksız iyilik yapanların daha mutlu olduğunu gösteriyor. İyilik yapmak, kaygı ve stresi azaltıyor mu?

İyilik yapabilmemiz aslında yaşamımıza da değer ve anlam katacaktır. İyilik yapan kişi, değerli bir şeyler yapabilmenim getirdiği duyguyla dolarak anlamlı bir hayat da yaşar. Aslında kendi manevî dünyasında da iyiliğin sadece karşındakini değil kendisini de iyileştirdiğini görüyoruz. Biyolojik açıdan da aslında iyilik beynimizde ödül merkezini harekete geçirtiyor ve bu yüzden davranışı da tekrarlayabiliyoruz. Yani biz iyilik yaptıkça aslında iyilik yapasımız geliyor.

Hem de kendimizi iyi hissediyoruz. Evet beynin sevgi, sadakat, şefkat sağlayan temel hormonu oksitosindir. Ve iyilik fiziksel sağlığımızı olumlu etkilediği kadar moralimizi de artırarak bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor aynı zamanda kaygımızı, stresimizi de azaltıyor.

Yani iyilik bağışıklık sistemimizi moralimiz üzerinden pozitif etkiliyor. Şimdi bir insana duyulan sevgi, işte tokalaşma, sarılma gibi bir insana iyilik yapmada, empati kurmayı denemede oksitosin salgısını artırıyor. Korku, saygı, stresimiz azalırken özgüvenimizin arttığını, iyilik hissimizin arttığını ve moralimizin düzelerek de bağışıklık hücrelerimizin aktive olduğunu biliyoruz. Bunu araştırmalarda gösteriyor. İyilik yapmak, fizyolojik ve ruhsal sağlığımızı iyileştiriyor. Serotonin ve dopamin sistemi üzerinden iyilik yapmanın pozitif etkileri de birçok araştırmada gözlenmiş. Yani başkaları için bir şeyler yapmak insanın kendi ruh sağlığına pozitif yönde etkiliyor. Yaptığından haz alıyor. Haz alması da aslında yapma hislerini artırıyor ve daha fazlasını yapmaya da yöneltiyor. Bu yüzden iyilik aslında bulaşıcı. Çevremizdeki insanları da olumlu etkileyecek. İyilik yapıyor olmak onları da düşünmeye ve harekete geçirmeye sevk edecektir. Bizim kendimizi de iyi hissetmemize sebep olacaktır. Şimdi herkes çok mutlu olmak istiyor. Ama mutluluğun yolu iyilik etmekten geçiyor. Araştırmalar bunu gösteriyor.

Üç aylar da gelmişken iyilik üzerine tavsiyeleriniz var mı?

Üç aylara girişimiz gerçekten güzel, anlamlı ama hani ben üç aylara girdim diye davranışlarıma daha çok dikkat edeyim değil de her zaman iyi olmaya çalışacağız ama tabii ki üç ayların ruhanîyeti özellikle Ramazan ayının ruhanîyeti, bizim zekatımız, sadakalarımız, bunlar Ramazan ayının güzel manevî, ruhanî havası da bizim iyilik isteğimizi tabii ki arttırabilir. Yani sonuçta bir gülümseme de iyiliktir, güzel bir söz de iyiliktir, bir yetimin başını okşamak da bir iyiliktir.

Gülümsemenin de bir iyilik olduğunu düşünürsek aslında iyilik tabii ki üç aylarda ve Ramazan’da çok daha bolca yapılabilir. Artı vesile olabilir. Ama her zaman iyi insan olma gayretinde olmamız lazım. Sadece bu Ramazan’da iyilikler yapayım daha sonra yapmayayım şeklinde olması da doğru değil.

“Şimdi ancak sadaka vermeyi, iyilik yapmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerin ki bunun dışındadır. Kim bunu Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle yaparsa ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.” Nisa Suresi, 114. Ayet

“Hayırlı işlerde yarışın. İşte onlardır hayırlı işlerde koşturarak yarışanlar ve onlardır hep bu işte önlerde gidenler.” Maide Suresi, 148. Ayet

“Çünkü Allah gönülleri kendisine saygı ve sevgiyle dopdolu olup, buyruklarına karşı gelmekten sakınanlarla ve daima iyilik edip işini güzel yapanlarla beraberdir.” Nahl Suresi, 128. Ayet:

Yurt dışında bir kongreye katılmıştım. Orada travma hastalarına karşılık yapmadan iyilik yapın ödevi veriliyordu. Yani aslında bilimsel olarak da siz kötü olabilirsiniz, travmanız olabilir ama iyileşmenin yolu başkalarına iyilik yaparak aslında kendimizden çok belki başkalarını düşünerek iyiliğin yolundan geçiyordu.

Sürekli kendinden verip başkalarını mutlu etmek ne kadar doğru? İyiliğin ölçüsü var mı?

Hani kendimizi düşünmeyecek miyiz şeklinde. Biz bize zarar veren insanlara tabii ki iyilik yapmayacağız. Sonuçta kendimizi korumak zorundayız. İyiliğin tabii ki bir sınırı var. Yani bir insan sana zarar veriyor, sen kendini korumak zorundasın. Burada bu sınırı, dengeyi tutmamız gerekiyor. Yani kendine zarar veren, kendini baltalayan davranışlarda bazı insanlar bazı insanların sürekli dediklerini yaparlar sürekli hayır diyemezler. Ama kendi hayatlarını yok ederler. Burada narsistik kişiliklerin etkisine girmek şeklinde kendimize dikkat etmemiz, kendi hakkımızı korumamız gerekiyor.

Kategori: