Kuranı Kerim'i hem Arapça hem de Kuran Türkçe Meali şeklinde okuyabileceksiniz
Arapça köklerin Türkçe kelime karşılığına kadar detaylı şekilde Kuranı Kerimi Türkçe anlayabileceksiniz.
Kuranı Kerim Türkçe mealini birçok müfessir âliminden okuyabilecek, ayrıca hangi müfessirin kuranı kerim Türkçe mealinden okumak istiyorsanız seçebileceksiniz.
Kuranı kerim Türkçe okurken aynı anda hangi sürede iseniz sesli şekilde mealini dinleyebileceksiniz.
Favori özelliği eklendi. Sureleri favoriye ekleyerek daha sonradan yeniden okuyabilirsiniz.
(Bir Ramazan hediyesi)
Lemaat, Bediüzzaman Hazretlerinin ilk eserlerinden biri. 1921 yılının Ramazan ayında İstanbul’da Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye azası iken yazılmış. Aynı yıl İstanbul’da Evkaf-ı İslâmiye Matbaasında basılmış.
“Manzum gibi” kaydı koyduğu bu eser şiire benzer, ama şiir değildir. Ramazan’ın hilâli ile bayram hilali arasında günde 2-2,5 saat çalışarak yazılmıştır. İnsanın hayat yolculuğunda yoluna ışık tutacak çok güzel düsturlar kısa başlıklar altında sunulur. İleride vücuda gelecek Risale-i Nur Külliyatı’nın adeta “fihristi” hükmündedir.
Bu hakikat eserin başlangıç bölümünde Nur Talebelerinden Sungur, Mehmet Feyzi ve Hüsrev imzasını taşıyan şu sözlerle ifade edilir: “Bizce Risale-i Nur hesabına bir harikadır. Hiçbir nazımlı divan bunun gibi tekellüfsüz, nesren okunabilir görülmüyor. İnşaallah bu eser bir zaman Risale-i Nur Şâkirdlerine bir nevi mesnevî olacak. Hem bu eser, kendisinden on sene sonra çıkan ve yirmi üç senede tamamlanan Risale-i Nur’un eczalarına bir işaret-i gaybiye, gaybi bir işaret nevinden müjdeli bir fihrist hükmündedir”
1921’e yolculuk
Bediüzzaman Hazretleri Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesi’nde alay komutanı olarak Ermeni ve Ruslara karşı çarpışırken, esir düştüğü Rusların elinden firar eder. Kasım 1918’de İstanbul’a ulaştığında Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın teklifiyle Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiyeye tayin edilir. Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi’nin teklifi ile Sultan Vahdeddin tarafından kendisine “mahreç” payesi verilir. Bu Osmanlıdaki resmî ulemanın reisi olan “Başmüderrislik”ten sonraki ilmî rütbedir.
Çamlıca’da Yusuf İzzettin Paşa Köşkü’nde kalan Bediüzzaman, Kur’ân’ın mu’cizeliğini çağın insanına göstermek için yazdıklarını neşretmeye başlar. (Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, s. 10, 2007) Lemaat da bunlardan biridir.
Zira o çok genç yaşta, yıllar önce daha Van’da iken bir gazetede okuduğu haber hayatının gayesini de tayin etmiştir. Haberde, İngiliz Sömürgeler Bakanı “İslâm dünyasına hâkim olmak için, ya Kur’ân Müslümanların elinden alınmalı ya da Müslümanlar Kur’ân’dan soğutulmalı” demektedir. Bu dehşetli “sömürge planı”nı temelinden sarsacak eserler için hayatını vakfetmeye, haberi okuduğunda karar vermiştir. Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye üyesi iken de Kur’ân’ın mu’cizeliğini neşir hizmetine devam eder.
Hülasa
Lemaat’ta yer alan bütün bölümler ileri tarihlerde yazılacak olan Risale-i Nur eserlerinin fihristi gibidir. Söz gelimi “Kadınlar yuvalarına dönmeli” başlığını taşıyan bölüm ileride yazılacak olan Tesettür Risalesi’nin müjdesini verir.
Lemaat Risale-i Nur Külliyatı’nın müjdeli bir fihristidir!