Kurban Bayramı geliyor. Hac ibadeti yapılıyor. Bu vesileyle ailelere büyük görevler düşüyor. Kurban sadece bir hayvanı kurban etmek değildir. Kalpler birleşerek Allah’a yaklaştığında maksada ulaşılır. Aileler bu şuurda olduğunda, aynı sofrada buluştuğunda bayrama ulaşır.

Uzman Psikolog Hatice Kübra Tongar ile aile üzerine konuştuk. Kurban Bayramı vesilesiyle ailelere “Sevgi için kurban verin” diyor.

Bu sene aile yılı ilan edildi. Toplum için önemli değer olan aile hayatının iyileşmesi için neler yapabiliriz?

Aile, toplumun mayasıdır. Maya ne kadar sağlam olursa, yoğurt da o kadar iyi tutar. Aileyi iyileştirmenin yolu bireyleri iyileştirmekten geçiyor. Yani her birimizin kendi iç sesimizi, travmalarımızı, bağ kurma biçimimizi tanıması çok önemli. Bu bağlamda Bowen Aile Sistemleri Teorisi bize şunu söylüyor: Aile bir sistemdir, bir halkadaki kırılma tüm zinciri etkiler. O yüzden aile içi iletişimde sağlıklı sınırlar, empatik dinleme ve duyguları ifade edebilme becerileri çok kıymetli. Kültürel olarak da yeniden “biz” demeyi öğrenmemiz gerek. Biz olmak, sadece aynı evi paylaşmak değil; aynı duayı paylaşmak, aynı sohbete gönül vermek demek.

Evlilikte mutluluğun formülü var mıdır? Aile fertlerine ne tavsiye edersiniz?

Mutluluğun kesin formülü olmasa da temelleri sağlam bir evliliğin olmazsa olmaz bazı sütunları var: güven, iletişim, bağ ve şefkat. Harvard Üniversitesi’nin 80 yılı aşkın süren Grant Study araştırması bu konuda şu sonuca varmış: İnsan hayatında mutluluğu en çok belirleyen şey, sevgi dolu ilişkiler. Evlilikte en küçük detaylar bile birer sevgi göstergesidir: eşine bir bardak su getirmek, günü nasıl geçti diye sormak, başını yaslayacak bir omuz olmak… Bunlar küçük gibi görünür ama kalbi doyurur. Evlilikte mutluluğun formülü; “Ben seni değiştirmeye değil, anlamaya geldim” diyebilmektir.

Maneviyatın aile psikolojisindeki yeri nedir?

Maneviyat, ailenin ruhunu besleyen yerdir. Tıpkı bir bedenin nefese ihtiyacı olduğu gibi, bir ailenin de anlam arayışına, şükre, duaya ihtiyacı vardır. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, inanç ve maneviyatın travmalarla başa çıkmada bireyleri daha dirençli kıldığını ortaya koyuyor. Bir musibet geldiğinde “Bu da geçer Ya Hû” diyebilen bir aile, çözülmektense kenetlenir. Birlikte dua eden, birlikte sabreden ailelerde daha az çatışma, daha yüksek bağlanma görülüyor. Çünkü maneviyat; yargılamadan anlamaya, şikâyetten şükre, uzaklıktan yakınlığa geçişin kapısıdır.

Çocuklar aile ilişkilerinde nasıl bir tutum sergilemeli?

Çocuklar aslında aile ilişkilerinde rol değil, yansıma sergiler. Yani nasıl bir tutumda olmaları gerektiğinden çok, nasıl bir ortamda oldukları önemlidir. Çocuklar, şefkatle kurulan bağın içine doğarlarsa şefkatli olmayı öğrenirler. Araştırmalar, ebeveyn-çocuk ilişkilerinde sevgi dolu yaklaşımın çocuğun empati ve sosyal becerilerini artırdığını gösteriyor. Harvard Üniversitesi’nin “Center on the Developing Child” raporuna göre, erken yaşta güvenli bağ kuran çocuklar ileriki yaşlarda daha sağlıklı ilişkiler kuruyor. O yüzden çocuklara düşen en büyük görev: Kendileri olmaları. Bize düşense: Onlara güvenli bir liman olabilmek.

Aile olmak için çocuk şart mı? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Aile olmak için çocuk bir seçenek olabilir, ama aile olmak demek sadece anne-baba ve çocuklardan oluşmak değildir. Aile, “birlikte büyümeye razı olmak” demektir. Kimi zaman bu büyüme çocukla olur, kimi zaman iki insanın birbirine tuttuğu aynada. Peygamber Efendimiz (asm) Hazreti Hatice ile çocuk sahibi olmadan önce de büyük bir sevgi bağı kurmuştur ya da Hazreti Aile ile kurduğu aile, çocuğu olmamasına rağmen yine de muhteşem bir ailedir. Kur’an’da da aile tanımı kan bağıyla değil, bağlılıkla yapılır. Yani bir yastığa baş koymaya karar vermek, aynı kıbleye yönelmek, aynı niyete hizmet etmektir aile olmak. Çocuk bu birlikteliğin meyvesi olabilir, ama özü değildir.

Hacılar Kabe’de hac vazifesini icra ediyor. Kurban Bayramı da yaklaşırken ailelere ne mesaj verebiliriz?

Hac, teslimiyetin zirvesidir. Aile olmak da bir teslimiyet sanatıdır. Kurban Bayramı vesilesiyle ailelere en büyük mesajım şu olurdu: Sevgi için kurban verin. Egonuzu, inatlarınızı, geçmiş kırgınlıklarınızı… Her biri bir kurban olabilir. İbrahim (a.s.)’ın oğluna bıçağı uzatması, aslında içindeki sahiplik duygusunu Allah’a teslim etmesidir. Bugün bizler de eşimize, çocuğumuza “benim” demek yerine “emanet” diyebilirsek, daha yumuşak kalpli oluruz. Bayram, sadece sofrada buluşmak değil; kalpte barışmaktır. Ailecek yapılan bir bayram duası, birlikte edilen bir tövbe, şükürle yoğrulmuş kalpler sadece aile sistemine değil topluma da çok iyi gelir.

Kategori: