Mehtap Yıldırım Yükselten
mehtabyildirim@hotmail.com
Her yıl, her biri insan cenazesi gibi ölmüş olan üç yüz binden fazla bitki ve hayvan çeşidi, bahar mevsiminde yeniden yeryüzüne geliyor, hayat buluyor. Yüzlerce yıldır, bu ölümler ve yeniden dirilişler devam edip gidiyor. Hepimiz yaşımız kadar baharlara şahit olduk. Her baharda, dar bir alanda yüz binlerce çeşit bitki ve hayvanın ince ince, nakış nakış yeniden yazılışını görüyoruz. Bunların her biri bir kitap hükmündedir. Vazifelerini tamamladıktan sonra kimisi tohumlarını, kimisi yumurtalarını bırakıp vefat edip giderler. Bir sonraki baharda bazıları aynısına yakın benzeri olarak ortaya çıkar, bir kısım kuru ölmüş ağaçlar ise harika bir surette beş altı gün içine canlanır yeşile döner, bazısı da çiçekler açar.
Kur’an-ı Kerim ayetleriyle bahardan örnekler vererek bize haşri anlattığı gibi, Haşir Risâlesi de izah ve örneklerini en çok “bahar” üzerinden vermektedir. Baharı görmekle; kendi ölümümüzün de bir gün geleceğini, kıyametin de kopacağını, yeniden dirilişin de olacağını görür gibi katî bir şekilde anlamış oluruz.
Bahar bize ne söyler?
Kış mevsiminin sessizliği ve birçok canlının yokluğu bize ölümü hatırlattığı gibi, bahar da bize dirilişi hatırlatır. Baharda topraktan fışkıran renk renk hayatlar, “Kara toprağın” karanlık ve çürümek olmadığını söyler. Bahar bize: “Bak bunları iyi seyret, bir gün sen de bu tohum gibi, üstündeki toprağı atıp çıkacaksın” der.
Bahar, haşri ve Allah’ın isimlerini göstermekte çok parlak bir aynadır. Her yıl gördüğümüz bu muhteşem değişim sıradan bir olay değildir. İnsan, yeryüzünün sultanı hükmünde olduğuna göre kış gelince yok olup giden bir sinek gibi olması düşünülemez. Sinek taifesi bile baharda muhteşem bir şekilde yeniden geliyor. İnsan da daha mükemmel ve ebedî bir hayata gitmek üzere kabrinden diriltilecektir. Baharda yüz binlerce çeşidi tek bir emirle toplayan Allah, kabirlerimizden de bizleri aynı anda çıkaracak ve haşir meydanında toplayacaktır. Allah’a göre bu çok kolaydır. Bir tuşa basmakla tüm elektrik lambalarının yanması gibi, Onun hiçbir işi başka bir işine mâni değildir.
Baharda âdeta gaipten gelen vagonlar dolusu rızıklar gösterir ki, bahar mevsimini getiren Zat’ın böyle pek çok ve sonsuz hazineleri ve nimetleri vardır. Bu Zât vermeyi ve memnun etmeyi sever ve ziyafetin bâki bir şekilde devamını ister.
Çiçeklerin kopyalarını tohumlarında, ağaçların devamını meyvelerinin çekirdeklerinde saklayan Rabbimizin muhteşem, eksiksiz, kusursuz işleyen bir kayıt sistemi vardır. İnsanın da hayatı içinde yaptığı her şeyi kaydettiriyor ki, ahiret için saklanıyor. Bahar bize, bu kayıt sistemini da açıkça ispat ediyor. Hesap günündeki muhasebe için çok dikkatli bir şekilde kayıtlar altına alınıyor. Buradaki geçici vaziyetler, ahiret için sabit bir suret alıyor. Cennet ve cehennemin inşâsına malzeme oluyor.
Her bahar için Cenab-ı Hak haşir ve neşir faaliyetlerini devamlı sürdürsün de, hiç mümkün mü ki, büyük haşri meydana getirmesin? Buradaki bütün hikmetler ve gayeler ahiret içindir.
Haşrin gelmesi bir bahar kadar kesin ve Allah’a çok kolaydır. Baharı yazan Kudret kalemi, ahireti de yazmıştır.